DP Genel Başkanı "ahlâksız teklif" İddialarına Cevap
Verdi!..
Genel Başkan Gültekin Uysal,
Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan "asılsız ve ahlaksız iddialar" hakkında bir basın
toplantısı düzenledi.
(15 Eylül 2015 Salı)
“Kendilerinin “Ahlaksız teklif”
şeklinde dile getirdikleri iftira haber, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir”,
“Manşette yer alan yazılar bütünü, haberden öte bir iftira, karalama ve köklü
geleneği olan bir partiyi zan altında bırakma gayretidir”, “Demokrat Parti,
marabasıyla satılık bir köy değildir", “Günlük heves ve ihtiraslarla,
siyasi bir takım hesaplarla, 1946’dan bu yana mücadelesi demokrasi olan,
hürriyet olan Demokrat Parti’nin yönünün değiştirilebilme imkanı yoktur”
“Demokrat
Parti’nin sahibi millettir”
(DP Basın Merkezi – 15 Eylül
2015) Genel Başkanımız Gültekin Uysal, Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan asılsız
iddialar hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Uysal yaptığı açıklamada
iddiaları kınayarak “Kendilerinin “Ahlaksız teklif” şeklinde dile
getirdikleri iftira haber, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir” dedi.
Genel Merkez’de düzenlenen basın
toplantısında çirkin iftiraları değerlendiren Uysal, Demokrat Parti’nin satılık
bir köy olmadığına da vurgu yaparak şunları söyledi:
“Çok değerli dava
arkadaşlarım, çok değerli basın mensupları; Bugünlerde böyle bir mesele ile
alakalı açıklama yapıyor olmak en derin üzüntümüzdür. Türkiye’nin pek çok can
alıcı meselesi varken, hain terör örgütünün saldırılarında her gün şehit
haberleri alıyorken, ülkemiz etnik siyasete mahkum edilmek istenirken, bu can
yakıcı meseleleri değerlendirmek amacıyla değil de, bugün karşılaştığımız
haksız, mesnetsiz bir ithamla karşı karşıya kaldığımız için açıklama yapıyor
olmak bizleri son derece üzmüştür.. Cumhuriyet Gazetesi, bugünkü
yayınında “Ahlaksız teklif” diyerek partimizi ve AK Parti’yi, partimize yönelik
olarak “olmayan bir teklifle” haber haline getirmiş ve maalesef ülkenin elzem
meselelerinin önüne geçecek derecede bir gündem oluşturmuştur.
Cumhuriyet
Gazetesi, kendi manşetlerinden kendi ilkelerini çiğnedi
Cumhuriyet Gazetesi, toplum
yaşamına katıldığı 7 Mayıs 1924'te yayınladığı ilk sayısında, kurucusu Yunus
Nadi'nin kalemiyle yayın ilke ve amaçlarını şu şekilde sıralamıştır; “Cumhuriyet, ne hükümet ne de
parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet'in, bilimsel ve yaygın
anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet, demokrasi fikir ve
esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her
anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır.”,
“Haberlerde gerçeğe uygunluk esastır. Haberlerde gerçeğin tüm boyutlarına,
karşıt görüş ve iddialara yer vermek zorunluluktur. İddiaların muhatabı olan
kişi ve kurumlardan bilgi ve yanıt almak, alınamıyorsa bunu haberde belirtmek
gereklidir. Farklı görüş ve değerlendirmeleri bilmenin temel bir okur hakkı
olduğu unutulmamalıdır.” Bugün manşete çıktıkları, kendilerinin haber adını
verdikleri yazılar bütünü ile açıkça bu ilkelerin çiğnendiği görülmektedir.
Partimizi zan
altında bırakma gayreti
Manşette yer alan yazılar bütünü,
haberden öte bir iftira, karalama ve köklü geleneği olan bir partiyi zan
altında bırakma gayretidir. Demokrat Parti gibi geçmişinin kılavuzluğunda
bugünün Türkiye’sinde kurucu ruhu ve felsefesine dayanarak, cumhuriyetin kurucu
değerlerini, yeniden millete söyletmek için çaba sarf eden bir partiye, Türk
demokrasisinin dayanak noktası olmuş bir geleneğe yapılan bu iftiraları, bu
mesnetsiz yakıştırmaları reddediyoruz. “Kendilerinin “Ahlaksız teklif” sözde
haber haline getirdikleri iftira, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir.” Bu
“sözde” haberi yapmak, olmayan bir teklife ahlaksız demekten daha
ahlaksızcadır.
Demokrat Parti,
“marabasıyla satılık bir köy değil”dir
Demokrat Parti, amiyane tabiriyle
marabasıyla satılık bir köy değildir. Türkiye’de demokrasinin, kalkınmanın,
milli iradenin amentüsünü yazmış ve icra etmiş büyük bir harekettir. Bu
ahlaksız yakıştırma, Anadolu’da bu partiyi yaşatan, kuran ve bugün de gözyaşı,
dua ve alın teriyle yaşatmaya devam eden hürriyetçi demokrat dava adamlarına
hakarettir.
Demokrat Parti, kendi
kurullarıyla, kurulduğu günden bugüne ve son olarak da 29 Ağustos’ta
gerçekleştirilen Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda 1 Kasım 2015 tarihinde
gerçekleşecek erken seçimlere katılma kararı almıştır. Partimiz, bütün
kurumlarıyla ve bütün teşkilatlarıyla bu seçimlere hazırlanmak adına kararlı
bir mücadele vermektedir.
Uzlaşmacı bir
kültürden geliyoruz
Demokrat geleneğin Demokrasi pratiği içerisinde tek başına
iktidar olunamayan dönemlerde uzlaşmacı bir kültürün yansıması olarak
hükümetler, koalisyon hükümetleri kurulmuştur. Anavatan Partisi ve Doğru Yol
Partisi'nin Demokrat Parti adıyla cismanileştiği bir hareket olarak, bugün de
Türkiye’nin can alıcı meselelerine, milletin sesi olmak hüsnü niyetiyle
mücadele verilmektedir. “Milletin sesi” olmuş “Yeter! Söz milletindir” diyerek
yola çıkmış olan Demokrat gelenek, seçimler öncesinde meşru yollar, aktörler ve
kurumlar vasıtası ile hayat bulacak somut teklifleri, milletin, partililerin,
seçmenlerin yetkilendirdiği yetkili kurumlarında değerlendirebileceğini birçok
defa ifade etmiştir.
İsnat edilen
teklif hiçbir şekilde vuku bulmamıştır
Ancak bu “ahlaksız yakıştırma”da
yer alan, partimize isnat edilen teklif hiçbir şekilde vuku bulmamıştır. Demokrat
Parti’nin borçları dolayısıyla mevzu bahis edilerek aktarılan mesele hali
hazırda maddi varlığının yüzde 1’ine tekabül edemeyecek ölçüdedir.
Kendi
siyasetimizi finanse edebilmekteyiz
Demokrat Parti, hem kendi
kaynakları hem de gönüllü bağışlarla kendi siyasetini finanse edecek haldedir. Bugüne
kadar ulaşmış bir teklif söz konusu değildir. Seçim öncesi yalnız partimiz
değil, Meclis’te grupları bulunan ve bulunmayan partiler zaman zaman işbirliği
arama yoluna gitmişlerdir. Bu manada bu zamana kadar partimize ulaşmış somut,
partinin yetkili kurullarında değerlendirebilecek bir teklif gelmemiştir. Bu
seçim döneminde sadece Demokrat Parti ile ilgili değil diğer partilerle ilgili
de medya organlarında herkesin kendi misyon ve değer ölçüleri doğrultusunda
yakınlıkları noktasında farklı yakınlaşmaların olabileceği ihtimalleri yazılıp
çizilmektedir.
Partimizin yönü
hürriyettir, demokrasidir
Günlük heves ve ihtiraslarla,
siyasi bir takım hesaplarla, 1946’dan bu yana mücadelesi demokrasi olan,
hürriyet olan Demokrat Parti’nin yönünün değiştirilebilme imkânı yoktur.
Kimsenin kazandıranı, kaybettireni
olmayacağız.
Demokrat Parti, siyasetin altüst
oluşu sonrasında kutuplaşmış iklim içerisinde stratejik oy kullanır hale
gelinen bir dönemde “ne bir siyasi partinin kazandıranı, ne bir diğer siyasi
partinin kaybettireni” olmayacaktır.
Kendini meşrulaştırmak isteyenler
mirasımıza sarılmakta
Milletin gönlündeki yeri
kanıtlanmış demokrat hareket, bu siyasi hareketin hizmetleri, değerleri, ismi,
abide şahsiyetleri de dâhil olmak üzere, zaman içerisinde pek çok siyasi parti
ve aktör tarafından da referans verilmeye kendilerini meşrulaştırmak için
kullanmaya gayret edilmiştir. Demokrat Parti’nin sahibi, sözün sahibi Millettir.
Siyasi partileri millet kurar ve onlar yaşatır. Demokrat Parti şahsi
ihtiraslara, şahsi kavgalara konu olacak, bir kişinin ihtirasları, kişisel
kavgaları neticesinde kurulmuş, aç-kapa yapılabilecek bir parti asla değildir.
Pazarlıklar değil Demokratlar
Demokrat Parti milletin sesi olmak
için var olmuş, milletin vekilliğini netice bilmiş onurlu bir harekettir.
Partililerimizi, yetkililerimizi milletin vekili yapacak olan pazarlıklar değil
bugün bu hareketin yaşamasını sağlayan demokratlardır. Demokrat Parti’yi aldığı
oy ile değerlendirmek mümkün değildir. Bugün Demokrat Parti’yi, Anadolu’nun
geneline yayılmış teşkilatlarıyla ve inanmış insanlarıyla beraber sadece aldığı
oy oranıyla değerlendirebilme imkanımız yoktur. Şimdilerde hedef alınması hala
bulunduğu noktada Demokrat Parti’nin varlığının milletimizin gönlünde tekabül
ettiği yerin de bir nevi teyididir. Bu açıdan bakıldığında sahip olduğu değer
anlaşılacaktır.
İddiaları şiddetle reddediyoruz
Art niyetli bir ön kabulle yapılan
bu “yakıştırma”yı, bu büyük geçmişi, bu büyük hizmet kervanını, bu büyük dava
içerisinde hizmet eden bütün geçmişlerimizi ve bugün yaşatan bütün dava
arkadaşlarımızı zan altında bırakacak bu haberleri şiddetle reddediyoruz. Türkiye’de demokrasinin bütün
kural ve teamülleriyle yaşaması için mücadele etmesi, siyaseti, gazeteciliği,
basın özgürlüğünü operasyonel bir kimlikten daha ziyade vatandaşın yararına,
demokrasinin yararına görmesi gerekenlerin, vatandaşlarımızın zihinlerini
bulandırılmaya çalışmasını kınıyoruz.”