30 Kasım 2012 Cuma

DP & DEKLERASYON 3

DEKLARASYON 3

İstanbul GİK Üyeleri ve İlçe başkanları olarak; Demokrat Parti, kamuoyuna duyurumuzdur.

Bugün, 28.11.2012 tarihinde üçüncü toplantımızı gerçekleştirdik,

15.Kasım.2012 tarihinde yaptığımız deklarasyona bağlı olarak yapılan toplantı sonucunda; yaklaşan seçimlere rağmen partimizde yaşanan zafiyetler partimizin güç kaybetmesine sebebiyet vermektedir.
Parti kamuoyunda oluşan istek doğrultusunda ve zaten zamanı gelmiş olan büyük kongrenin bir an evvel toplanması için, Genel idare kurulu üyelerimiz, İstanbul delegelerimiz ve İlçe başkanlarımız ile müşterek toplantı yapılmasına karar verilmiştir.

Toplantı yeri…………………………….: TAKSİM HİLL OTELİ
Toplantı Tarihi…………………….....: 09.12.2012 – PAZAR
Toplantı öncesi kahvaltı saati….: 10.00

Konu hakkında çalışma yapmak üzere; Komite, İlçe Başkanları ve İstişare Kurulları yetkili kılınmıştır.

Çalışma için yetkilenmiş İlçe Başkanları ve İstişare Kurulu;

DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Hayrettin Öztürk
DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Süleyman Uluocak
DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Yaşar Gençoglu

İLÇE BAŞKANI Halide Avlu
İLÇE BAŞKANI Eyüp Güngörmez
İLÇE BAŞKANI İslam Güçlü
İLÇE BAŞKANI Hakkı Küçük
İLÇE BAŞKANI Turan Yalçın
İLÇE BAŞKANI Temel Yavuz Kotaloğlu
İLÇE BAŞKANI Yaşar Karahan

Düzenleme komitesi adına;

DEMOKRAT PARTİ GİK Mustafa İyi
DEMOKRAT PARTİ GİK Hayrettin Özaydın
DEMOKRAT PARTİ GİK Tolga Batallı

    Saygılarımızla, 28.11.2012 İstanbul


DP KOMİTE İLETİŞİM BİLGİLERİ
Tel; 0532 2015862
     E mail; dpkomite@hotmail.com     

26 Kasım 2012 Pazartesi

Ekonomist TÜRK - II

DP'deBüyükKongrlentisi

dpde-buyuk-kongre-beklentisi
EkonomistTÜRK’ün “Merkez Sağın Son Kalesinde Neler Oluyor” başlığı ile açtığı Demokrat Parti Dosyası’na ilk tepki GİK Üyesi Hayrettin Özaydın’dan geldi. Özaydın, “Artık doğru konuşmak zamanıdır” diyerek başladı sözlerine…
24 Kasım 2012 Cumartesi 23:53
Daha sözlerinin başında Demokrat Parti’nin bu ülkede “ilk”lere imza attığını sayısız hizmetler yaptığını ancak bunları olması gerektiği gibi anlatamadığından dert yandı.
Ülkeyi 10 yıldan bu yana yöneten ve “Merkez Sağ” olduklarını iddia eden Ak Parti’ye “Gerçek Demokrasinin kalesi Demokrat Partidir. Burası Merkez Sağın adresidir” dedi. Ama arkasından da “Bu yeti, partimizin tekelinden alındı” itirafında bulundu.
ÇİLLER’DEN SONRA HALKLA ARAMIZ AÇILDI
Tansu Çiller’den sonra, bu misyonun halk ile arasının açıldığına dikkat çeken Hayrettin Özaydın “Çiller verdiği söz gereği siyasetten ayrılmıştır. Sonrasında gelen liderler, bu davanın gerçek sahipleri, Adnan Menderes ,Zorlu ve Polatkan gibi düşünememiştir. Halbuki, sadece bizlerin değil bu ülkenin de “Demokrasi Şehidi” olan bu üçlü siyaseti halk için ve hiç bir farklılık gözetilmeden yapılacak bir hizmet olarak düşünmüşlerdi” dedi.
Demokrat Parti misyonunda, Atatürk, Bayrak ve Din konularının tartışılmaz değerler olduğuna dikkat çeken Özaydın, “Ancak bunlar hiç bir zaman siyasi malzeme olarak kullanılmadı. Bugün iktidarda olan partinin yöneticilerinin bir taraflarına rahmetli Özal’ın diğer taraflarına da rahmetli Menderes’in fotoğrafını alarak siyaset yapmalarını doğru bulmamaktayız. Bu fotoğrafları yanlarına almakla demokrat olunmaz! Aslında onlar, ne rahmetli Menderes’e ne de rahmetli Özal’a itibar etmiyorlar” diye konuştu.
Basın’ın bu dönemde çok büyük bir baskı altında olduğuna dikkat çeken Özaydın iktidarın kendilerine uygun yazı yazmayanı, kendileri için mücadele etmeyeni hemen saf dışı bıraktığını öne sürdü. İşte bu yüzden basında doğruları yazacak gazetecilerin yok denecek kadar azaldığından yakındı.
Sözü bu noktaya getirmişken “İl ve İlçe teşkilatlarımızla yaptığımız çalışmaları, düzenlediğimiz toplantıları, seminerleri, yemek ve diğer etkinlikleri biraz önce ifade ettiğim nedenlerden dolayı medyada göremiyoruz. İşte böylesine zor bir dönemde Demokrat Parti saflarında mücadele eden İl ve İlçe başkanlarımızı ‘kale komutanlarımız’ olarak canı gönülden kutluyorum” dedi.
Ama Özaydın dertliydi, sanki dilinin altında bir bakla vardı…
“İlk seçimlerde tek başımıza meclise girmemiz mümkün görülmemekle birlikte akıllı bir koalisyon ile seçime girilirse mecliste DP vekilleri olabilecektir. Bu konu için farklı parti yöneticileri ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Evvelki seçimlerde yapılan yanlış ittifaklardan ders aldık. Aynı yanlışları yapmayacağız” deyiverdi.
İşte tam burada “Peki şu an sizin de içinde olduğu Genel Merkezin çalışmaları hangi durumda?” diye sorduk.
Kendisinin 20 yıldır aynı arkadaşlarıyla siyaset yaptığını, son büyük kongrede de genç ve mücadeleci olarak gördükleri Gültekin Uysal’a destek verdiklerini belirterek “Ben genel başkanı çok tanımıyorum. Kendisi ile ilk defa çalışıyoruz. Yapılan GİK toplantılarında kanaat ettim ki aklımızdaki Genel Başkan bu değil. Sayın Uysal ile bu hedefleri yakalayabileceğimize olan inancımı kaybettim” dedi.
Bunun nedenini sorduğumuzda da;
Her zaman partim için çalıştım…
Kişiye endeksli biat etmek bizim siyasi kültürümüzde yok. 
Burada kim yanlış yaparsa o eleştirilir. GİK üyesi olarak bütün teşkilatların vebalini boynumuzda olduğunu unutmadan siyaset yapıyorum. Bugün yaşadığımız tam bir hezimettir. Maalesef çok kötü işler yapıldığını görüyoruz. İstanbul ilçe başkanaları ve GİK üyeleri ile toplantı yaptık. Alınan ortak ve tek çözüm kararı, partinin bir an evvel Genel kurula götürülmesidir. 
Sayın Genel Başkanın bir an evvel partiye ve kendisine daha çok zarar vermeden genel kurul için karar çıkartması, en azından bir güven tazelemesi gerekmektedir. Benim gözlemlediğim kadarıyla, GİK üyeleri, İl ve İlçe başkanları bunu beklemektedir. Böyle bir ortamda Genel Başkan olanları görmezden gelirse kaybeden hepimiz oluruz. Zira gidecek hiç bir yerimiz yok biz hep buradaydık, burada kalacağız.
Peki bu konuları şu anki Genel Başkan Gültekin Uysal’a ilettiniz mi? Kendisi ne diyor?
Genel başkan ile fazla diyaloğum olmadı. 
Seçildikten sonra ve çalışırken hiç bir zaman kendisini tebrik ya da farklı bir konuda makamında ziyaret etmedim. Sadece çalışmalarımı sundum ve yetki istedim. Genel Merkez tarafından ciddiye alınmayan raporlarımı İstanbul teşkilatına dağıttım. Ben kendisini seçen, ona oy veren bir kanaat önderi olarak bu şekilde karşılandım ki, parti içinde muhaliflerin durumunu siz düşünün. 
Son durum için yine iki kez rapor yazdım.
Hem kendisine hem yetkili divan üyelerine hem de GİK üyelerine verdim. Bunun yetersiz olduğunu görünce Ankara’ya özel bu gündem ile gittim. İki gün konakladım. Genel Başkan beni dinledikten sonra “haklısın, haklısın, haklısın” dedi. Ama yine hiç değişen bir şey olmadı. 
Bir misyonu temsil etmenin, her yiğidin harcı olmadığını bir kez daha gördüm. Ama şunu hiç unutmamak lazım; kaldıramayacağınız yükün altına girerseniz ezilirsiniz. Zaman geçmeden bırakmak, geleceğe dair yanlışların önüne geçecektir. 
Bir iki yanlış yalan konuşan zaten bu partide hiç bir ilçe başkanlığı yapmamış teşkilatı tanımayan kişi GİK üyesi olmuş. Bunların dediği ile hareket ederek yanlışa yanlış katılmaktadır. Bu partiye borcumuz yok bizim. Biz bu parti ile büyüdük, iktidar olduk muhalif olduk. Doğru söyledik, kovulduk. Ama hep doğru dürüst olduk.
Hep burada olduk, hep burada olacağız…
Büyük Kongre delegelerine ulaşarak parti içinde ne yapmak istiyorsunuz? 
Biz “Kongreye gidin güven tazeleyin” dedik, ama dinlemediler!
Burası gelenin kalabileceği bir makam değildir! 
Asıl olan üyedir, delegedir. 
Bu partinin gerçek sahibi üyeleri harekete geçirerek genel kurula gitmeyi düşünüyoruz. 
Önümüzdeki günlerde geniş katılımlı bir toplantı düzenliyoruz. 
Burada genel kurul delegeleri ile bir araya gelerek konuyu değerlendireceğiz. Genel başkan gitmiyorsa, delegenin isteği ile genel kurula gitmek en doğru yoldur.
İstanbul teşkilatları olarak bu konuda bir komite ve istişare grubu oluşturduk. İlçe başkanlarımız, GİK üyelerimiz ve partimize yıllarca emek vermiş kanaat önderlerimizle birlikte çalışmalarımıza devam ediyoruz.
HAYRETTİN ÖZAYDIN KİMDİR?
1967 İstanbul Tophane’de doğdu. İstanbul Teknik Bilimler Akademisi Elektronik Bölümünden Tekniker olarak mezun olduktan sonra, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimini bitirdi.
Siyasete Beyoğlu İlçe Gençlik kolları ile başladı. Daha sonra ana kademe ilçe başkanlığı, il yöneticiliği, il gençlik kolları başkanlığı yaptı.1999 yılında Beyoğlu Belediye Başkan adayı oldu. 2006 yılına kadar MKYK (Merkez Karar Yürütme Kurulu) üyeliği görevinde bulundu.
2007 Yılında yapılan kongrede, genel başkan adayı olarak öne çıktı. 2011 yılında, Gençlik kollarında görev yaptığı arkadaşlarıyla “Merkez sağda birlik hareketi” başlatarak ANAP ve DYP tabanını DP de birleştirme çalışmalarına katkı verdi.İstanbul İl Yönetim Kurulunda üye olarak görev yaparken 2012 yılında DP 8’nci Olağanüstü kongresinde Gültekin Uysal’ın listesinden GİK’e girdi.
Özaydın,1992 yılında kurmuş olduğu “Özaydın Ltd.Şti.” çatısı altında Uydu tv sektöründe hizmet veriyor. 1994 yılında kurulmuş olan, Hedef Koç Danışmanlık Ltd. Şti. ile elektronik sektörüne uluslar arası ticaret danışmanlığı alanında da faaliyet gösteren Hayrettin Özaydın’ın çalışmaları bunlarla da sınırlı değil.
T.C Adli yargı, sınaî hakları mahkemesi ve Gümrük kaçakçılık şubesi ticari ürün yeminli bilirkişisi olarak da görev yapan Özaydın, Genç İşadamları Derneği’nin Genel Başkanlığı, Dünya uydu birliği GVF Türkiye temsilcilği, Türkiye’de Uydu Tv sektörünü temsil eden ilk ve tek dernek olan ve TUYAD’ın Genel Başkanlığı ile birlikte Karaköy Esnaf Birliğinin kurucu başkanı ve yöneticisi, Bilek güreşçileri federasyonu kurucu başkanı ve yöneticisi, Fersaf derneği kurucu başkanı ve yöneticisi olarak görev yapıyor.
Kendisini “Koyu Fenerbahçeli” olarak tanımlayan Hayrettin Özaydın’ın 18 yaşında kızı ve 22 yaşında psikolog oğlu var. 

Haberin etiketleri:

***
bay cin-doruk, "partinin bu haline üzülüyormuş"....
Cindoruk:PartininCbuhalineüzülüyorum
cindoruk-partinin-bu-haline-uzuluyorum-
“Merkez Sağın Son Kalesinde Neler Oluyor?” başlığı altında gündeme getirdiğimiz Demokrat Parti konusuna GİK üyesi Hayrettin Özaydın’ın ardından, TBMM eski Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk’da katıldı. Cindoruk, partinin şu andaki haline üzüldüğünü söyledi.
26 Kasım 2012 Pazartesi 00:27
Merkez Sağı diriltmek adına ANAP’ı Demokrat Parti çatısı altında buluşmaya ikna eden Hüsamettin Cindoruk, ülkenin yaşamakta olduğu sıkıntıların da merkez sağın yeniden güçlenmesiyle aşılabileceğini bildirdi.
Eski Bakanlardan Ufuk Söylemez’in de içinde olduğu “Milli Anayasa Forumları”na katılarak konuşmacı destek veren Cindoruk, “Partinin bu hale gelmesinde herkesin payı var. Ben bu durumu daha önceden görmüş ve Mesut Yılmaz ile de paylaşmıştım. Demokrasilerde care tükenmez. Mutlaka bir yol bulunacaktır” şeklinde konuştu.

24 Kasım 2012 Cumartesi

Merkez Sağın son kalesinde neler oluyor?


MerkezSağınsonkalesindeleoluyor?
merkez-sagin-son-kalesinde-neler-oluyor
Türk Demokrasi Tarihi denildiğinde, Demokrat Parti ile başlayan merkez sağın adresini yok saymak mümkün değil. Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığına çıktığı günden itibaren kan kaybetmeye başlayan "Merkez Sağın Kalesi"nde neler oluyor? EkonomistTürk, Demokrat Parti dosyasını açıyor...
23 Kasım 2012 Cuma 22:35
1946 yılında Celal Bayar ve arkadaşları tarafından kurulan ve 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Adnan Menderes’in liderliğinde iktidara gelerek 27 yıllık tek parti dönemini yerle bir eden, üst üste 3 seçim kazandıktan sonra yolu 1960 ihtilali ile kesilen Demokrat Parti’de sancılı günler yaşanıyor.
1960 ihtilalinin ardından Ragıp Gümüşpala’nın kurduğu Adalet Partisi’nde, 1980 ihtilalinden sonra da Doğru Yol Partisi çatısı altında buluşan merkez sağın temsilcileri, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı’na çıkmasıyla sürekli kan kaybetmeye başladı!
Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olarak adını tarihe yazdıran Tansu Çiller’in yüzde 27,5 oy oranından, yüzde 9,8’lere kadar düşürdüğü bu misyona Elazığ’dan Bağımsız Milletvekili seçilme başarısı gösteren Mehmet Ağar sahip çıktı.
Kıratın yeni süvarisi olan Ağar, 2007 seçimleri öncesi ANAP’a “Adalet Partisi’nin çocuklarıyız. Dedemizin adı (Demokrat Parti) altında birleşelim” diyerek çağrıda bulunmuş ve o günkü ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu ile karşılıklı adımlar atılmıştı. Büyük yankı uyandıran bu girişim ise “Merkez Sağ canlanıyor” yorumlarına neden olmuş ve yapılan seçim anketlerinde ibreler Demokrat Partiden yana yüzde 20’nin üzerine çıkıvermişti!
Ancak ne olduysa oldu…
Bir gece bu girişim bir bıçak gibi kesildi…
Taraflardan bu konuda tek kelime çıkmadı…
…Ve 2007 seçimlerinde AKP daha da büyüdü.
Mehmet Ağar’ın “Artık yokum” demesinin ardından yeni süvari adayları sahnedeydi. Ağar’dan sonra yapılan ilk büyük kongreyi Süleyman Soylu kazandı. Soylu’da, bazı söylemleriyle Ak Parti’ye yakınlık gösterince DP delegesi eski Genel Başkanlardan Hüsamettin Cindoruk’u yeniden görevlendirdi.
TBMM’de Meclis Başkanlığı görevini de yapmış olan Cindoruk usta kimliği ile yarım kalan birleşme işlemini gerçekleştirdi. ANAP, Demokrat Parti çatısı altında DYP ile birleşti.
Bu defa sahnede Namık Kemal Zeybek vardı…
Delegeler, Milliyetçi-Muhafazekar duruşu, Türk Dünyası’na yakınlığı ile tanınan Zeybek’in hem AKP’den hem de MHP’den oy alabileceğini düşündü. Umutlar yeni genel başkana bağlandı. 2011 yılında yapılan genel seçimlerde Demokrat Parti ne yapacağını bilemedi. MHP ile ittifak yapmak istese de Devlet Bahçeli tarafından buna sıcak bakılmayınca BTP (Büyük Türkiye Partisi) Genel Başkanı Prof.Dr. Haydar Baş ile seçim ittifakına gidildi.
Ancak DP’yi bekleyen yine hüsrandı…
2011 Genel Seçimlerinden aldığı 279.480 oy ile yüzde 0,65 seviyelerine düşen DP’de “Demokrasi Nöbeti” için yine adaylar ortaya çıktı.
Ufuk Söylemez ve Nevzat Ercan gibi Bakanlık yapmış adaylar arasından Gültekin Uysal sıyrıldı.
Afyonkarahisar’da İl Başkanlığı, Mehmet Ağar döneminde de Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunan Uysal’ın omuzlarına büyük yük bindi.
Eski Genel Başkanlardan Süleyman Soylu’nun Ak Parti saflarına geçmesine karşılık yurdun dört bir yanındaki DP teşkilatları, yeni Genel Başkan Uysal’dan ses getirecek icraatlar bekliyorlar.
Bütün teşkilatlarda bu beklenti varken, Demokrat Parti’de neler yaşanıyor?
İşte bu sorunun cevabını da bir sonraki gün sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Türkiye 2002 yılından bu yana Ak Parti tarafından yönetilirken, bu süre içinde kendilerini “Kıratın Yeni Süvarisi” olarak tanımlayan Genel Başkanlar da kıratı bir türlü şahlandıramadı. İktidar “Merkez sağı biz temsil ediyoruz” derken, gönlünü DP’ye kaptırmış olanlar buna şiddetle karşı çıkıyorlar.
Bir gün mutlaka “Kırat”ın yeniden şahlanacağını, yeniden merkez sağın adresi olacağını haykırıyorlar.
Ama herkes sıkıntılı...
Peki ya bu partiden beklentide olanlar ne istiyor?
(YARIN DEVAM EDECEK)
***
DEMOKRAT PARTİ DOSYASI
EKONOMİSTTÜRK Demokrat Partiye gönül veren, Merkez Sağın Kalesinin güçlenerek ayakta kalmasını isteyenlerin sözcüsü.
Oğuz UÇAR
Genel Yayın Yönetmeni
--------------------------------------------------------------
Cep : 0532 353 66 00
TAKİP EDİN

22 Kasım 2012 Perşembe

DP., DEKLARASYON 2

DEKLARASYON 2                                                                                                 20.11.2012 İstanbul

İstanbul GİK Üyeleri ve İlçe başkanları olarak; Demokrat Parti, kamuoyuna duyurumuzdur.
Bugün ikinci toplantımızı yaptık, 15.Kasım.2012 tarihinde yaptığımız deklarasyona bağlı olarak;
Ülkemizin ihtiyaç duyduğu DEMOKRAT RARTİ’ inin yönetiminin iktidara gelmesi çalışmalarında, mevcut parti yönetim kadrosunda görülen zafiyetlerin aşılması gerekliliği görülmüştür.
Parti kamuoyunda oluşan istek doğrultusunda, Büyük kongrenin bir an evvel toplanması için çalışma yapmak üzere komite ve istişare kurulları kurulması kararı alınmıştır.

Komite üyeleri;

Komite başkanı DEMOKRAT PARTİ GİK Mustafa İyi
Komite sekreteri DEMOKRAT PARTİ GİK Hayrettin Özaydın
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Halide Avlu
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Eyüp Güngörmez
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI İslam Güçlü
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Hakkı Küçük
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Turan Yalçın
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Temel Yavuz Kotaloğlu
Komite başkan yardımcısı İLÇE BAŞKANI Yaşar Karahan

İstişare kurulu;

DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ İbrahim Çetinkaya
DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Hayrettin Öztürk
DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Süleyman Uluocak
DEMOKRAT PARTİ KANAAT ÖNDERİ Yaşar Gençoglu 
  
DP KOMİTE İLETİŞİM BİLGİLERİ
Tel; 0532 2015862
E mail; dpkomite@hotmail.com
***
YETER!... SÖZ MİLLETİNDİR...

17 Kasım 2012 Cumartesi

BÖYLE "MEYDAN BOŞ BIRAKILIRSA" EĞER!... OLACAĞI BUDUR İŞTE...

Adnan Menderes'in Bazı Bilinmeyenleri...
Adnan Menderesin Bazı Bilinmeyenleri...
Turgay Tezcanlı
MENDERES'İN VE 1960 İHTİLALİNİN YANLIŞ DEĞERLENDİRİLDİĞİ ŞU GÜNLERDE BÖYLE BİR HATIRLATMA YAZISININ GELMESİNE SEVİNDİM..O YILLARDA 18 YAŞINA BİLE HENÜZ GELMEMİŞ HATTA DOĞMAMIŞ TÜM TANIDIKLARINIZA GÖNDEREREK (Şimdiki TRTRTE nin Yapmış olduğu taraflı yayınları umursamayıp) GERÇEKLERİ GÖRMELERİNE YARDIMCI OLUNUZ LUTFEN.
BİZLER YAŞADIK VE UNUTAMADIK...

BANU AVAR' DAN ALINAN 
BİR OKUR MEKTUBU
Menderes neden idam edildi?
Adnan Menderes İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra öğlen 13:21'de idam edildi.

Adnan Menderes neyle suçlanmıştı?
1- Örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmek,
2- 6-7 Eylül Olayları'na önceden haberi olduğu halde müdahale etmemek,
3- Kanuna aykırı olarak üniversite basmak ve halka ateş açtırtmak,
4- Bazı muhalefet milletvekillerinin ve muhalefet liderinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamak,
5- Devlet radyosunu siyasi çıkarları için kullanmak,
6- Halkı Demokrat İzmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik etmek
7- Kırşehir'i haksız olarak ilçe yapmak,
8- Yargı bağımsızlığının ihlal etmek,
9- Tahkikat Komisyonu'nun kurulup olağanüstü yetkilerle donatmak,
10- CHP'nin mallarına "haksız" yere el koydurmak, gibi nedenlerle.

Peki bunlar idam cezası için yeterli mi?
Bence hiçbir suçun cezası idam olamaz, idama tamamen karşıyım. Fakat Menderes de idama karşı mıydı?
Elbette değil, 1951-1960 yılları arasında Menderes 43 kişinin idam kararına imza attı ve hepsi idam edildi. İdamların en dramatik olanı ise, 14 Nisan 1955'te casusluk suçundan idam edilen Hayati Karaşahin'di. İnfazı, Ankara Samanpazarı'nda halka açık olarak yapıldı.

Suçu neydi?
Rusya için casusluk yapmak.
Menderes'in başka suçları yok muydu?
Aslında Menderes'in suçları mahkemelerde gündeme gelmeyenlerdi.
ABD'nin tepkisinden çekinen Gürsel hükümeti aşağıdakileri hiç gündeme getirmedi.
1- 1951 yılında Menderes hükümeti Kore Savaşı'na Amerika için asker gönderdi.
Amerikan çıkarları için bine yakın vatan evladı Kore'de yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı.
2- 1952'de NATO'nun isteği üzerine komünizme karşı gayri-nizamı harp yapacak Seferberlik Tetkik Kurulu, daha sonraki adıyla Özel Harp Dairesi kurdu.
3- 1954 yılında Yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi.
4- Tek parti döneminde kurulan bazı traktör ve basma fabrikaları Menderes döneminde özelleştirildi veya ekonomik olmadıkları için kapatıldı. Nuri Demirağ tarafından kurulduktan sonra İsmet İnönü tarafından devletleştirme kapsamına alınan uçak ve uçak motoru fabrikaları, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapattı.
5- Cezayir kurtuluş savaşı sırasında Fransa'yı destekledi.
6- 1954-1958 yılları arasında 238 gazeteci iktidara karşı yazılar yazmak suçundan mahkûm ettirdi.
7- "Tahkikat Komisyonu"nu kurdu. 15 DP milletvekilinden oluşan komisyon hem suçlama hem de yargılama hakkına sahipti. Komisyon 5 kişiden fazla yan yana yürümeyi bile yasakladı.
8- İsmet İnönü'ye 12 oturum meclisten men cezası verildi.
9- Turan Emeksiz hükümete karşı İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen bir protesto mitinginde polisin açtığı ateş sonucu öldü. Hüseyin Onur ise sol bacağı kesilerek kurtarıldı.
10- Hukuk'un üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker, Yargıtay Başsavcısı Rifat Alabay, Yargıtay 2. Başkanlarından Haydar Yücekök, Yargıtay Üyeleri Melahat Ruacan, Kamil Çoşkunoğlu, Faik Uras ve İlhan Dizdaroğlu “görülen lüzum”üzerine emekliye sevkedildi.

Aslında Menderes hükümeti, ordu darbe yapacak gerekçesiyle daha 6 Haziran 1950'de, başta Genelkurmay Başkanı Nafiz Gürman olmak üzere bütün üst komuta kademesi  dahil olmak üzere 15 general ve 150 albayı re'sen emekliye sevk  etmişti.
1950-1960 DP hükümetinin kısa bir değerlendirmesini yapmaya çalıştım.

Başbakan Erdoğan, Menderes'in ölüm yıldönümü ile ilgili olarak yaptığı konuşmayı Necip Fazıl'dan şiir okuyarak tamamladı. Ben de Nazım Hikmet'tin bir şiiri ile yazımı tamamlıyorum. O şiirde belki Menderes'in niçin idam edildiğini de bulabilirsiniz.

KORE'DE ÖLEN YEDEK SUBAYIMIZIN MENDERES'E SÖYLEDİKLERİ DİYET
Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz,iki hayın,ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden Meclis'e,kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defteriniz
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız, iki tombul, iki ak, vıcık vıcık terli iki elinizle
okşarsınız pomadalı saçlarınızı, dövizlerinizi, ve memelerini metreslerinizin.
İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna   Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız, iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri,
halkın tekmesinden korumaktır.
Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni,yani, Üniversiteli yedek subayı,
Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan, ve ben, al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim, kopuk ellerim, kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz, ele el, bacağa bacak, diyetimi istiyorum,
alacağım da.
25 Haziran 1959

Kaynak : http://www.haber3.com/adnan-menderesin-bazi-bilinmeyenleri...-106416y.htm#ixzz2CUit2YcU

15 Kasım 2012 Perşembe

DEKLARASYON, 15 KASIM 2012


DEKLARASYON                                                                                                   

İstanbul GİK Üyeleri ve İlçe başkanları olarak;
Demokrat Parti kanaat önderlerine, kamuoyuna duyurumuzdur.

Ülkemiz ne yazık ki küresel çağın ekonomik, sosyal ve siyasal gereklerine uygun, projelendirilmiş ve toplumsal mutabakata dayalı bir değişim yaşayamıyor.
Demokrat Parti içinde; değişim adına yapılanlar ise hedefi olmayan, tutarsız, kararsız ve dar menfaat kavgaları etrafında atılan, küçük adımlardan öteye geçemiyor.

Parti Ekonomimiz bir iflasın eşiğindedir. Nitekim en yetkili ağızlar bile uygulanan politikaların tek hedeflerinin mal varlıklarımızın elden çıkarılması olduğunu söylemekte, yapılabilirse bunun bile başarı olabileceğini ifade etmektedir.

Siyasetin kendi içinden ve dışından etkisiz kılınmasıyla gelinen bu noktada, mevcut yapı kadrolara; ‘Susun, İstifa edin ya da Küçülün’ tavsiyeleri yapılmaktadır.

 Demokrat Parti özgürlükçü ve paylaşımcı siyaset adına atılan bir adım iken, genel başkan Sayın Gültekin Uysal ve ona bağlı bir takım kadroları, susmayı ve ‘küçük olsun benim olsun’ mantığı gibi bir algıyı partiye yerleştirmek istemektedirler.

 “DEMOKRAT PARTİ MEVCUT YÖNETİMİN PARTİ İÇİ VE/YA ULUSAL PROJELERİ YOKTUR”

Mevcut hali ile Partimiz, Genel Başkanlık makamı ve yüksek kurullar, kurumsal kimliği yıpranmaktadır.

Bizler Demokrat Partinin kale komutanları olarak; Tek bir madde ile deklare ediyoruz, Biran evvel Büyük kongre kararı alınmalı ve partimiz içine düştüğü rehavetten kurtarılmalıdır.

DEMOKRAT PARTİ GİK Üyesi Hayri Erçağ
DEMOKRAT PARTİ GİK Mustafa İyi
DEMOKRAT PARTİ GİK Hayrettin Özaydın
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Adem İpek
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Gülay Ezibay
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI R.Cahit Gürsoy
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Yaşar Taşkıran
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Salim Gelen
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Recep Akar
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Eyüp Güngörmez
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Paşa Kaçan
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Muzaffer Polat
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI M. Ali Özdemir
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI İslam Güçlü
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Hakkı Küçük
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Mihrican Ahipaşaoğlu
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Turan Yalçın
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI T.Yavuz Kotaloğlu
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Yaşar Karahan
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Ömer Sert
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Esat Çelik
DEMOKRAT PARTİ İLÇE BAŞKANI Halide Avlu

15.11.2012 İstanbul