26 Kasım 2012 Pazartesi

Ekonomist TÜRK - II

DP'deBüyükKongrlentisi

dpde-buyuk-kongre-beklentisi
EkonomistTÜRK’ün “Merkez Sağın Son Kalesinde Neler Oluyor” başlığı ile açtığı Demokrat Parti Dosyası’na ilk tepki GİK Üyesi Hayrettin Özaydın’dan geldi. Özaydın, “Artık doğru konuşmak zamanıdır” diyerek başladı sözlerine…
24 Kasım 2012 Cumartesi 23:53
Daha sözlerinin başında Demokrat Parti’nin bu ülkede “ilk”lere imza attığını sayısız hizmetler yaptığını ancak bunları olması gerektiği gibi anlatamadığından dert yandı.
Ülkeyi 10 yıldan bu yana yöneten ve “Merkez Sağ” olduklarını iddia eden Ak Parti’ye “Gerçek Demokrasinin kalesi Demokrat Partidir. Burası Merkez Sağın adresidir” dedi. Ama arkasından da “Bu yeti, partimizin tekelinden alındı” itirafında bulundu.
ÇİLLER’DEN SONRA HALKLA ARAMIZ AÇILDI
Tansu Çiller’den sonra, bu misyonun halk ile arasının açıldığına dikkat çeken Hayrettin Özaydın “Çiller verdiği söz gereği siyasetten ayrılmıştır. Sonrasında gelen liderler, bu davanın gerçek sahipleri, Adnan Menderes ,Zorlu ve Polatkan gibi düşünememiştir. Halbuki, sadece bizlerin değil bu ülkenin de “Demokrasi Şehidi” olan bu üçlü siyaseti halk için ve hiç bir farklılık gözetilmeden yapılacak bir hizmet olarak düşünmüşlerdi” dedi.
Demokrat Parti misyonunda, Atatürk, Bayrak ve Din konularının tartışılmaz değerler olduğuna dikkat çeken Özaydın, “Ancak bunlar hiç bir zaman siyasi malzeme olarak kullanılmadı. Bugün iktidarda olan partinin yöneticilerinin bir taraflarına rahmetli Özal’ın diğer taraflarına da rahmetli Menderes’in fotoğrafını alarak siyaset yapmalarını doğru bulmamaktayız. Bu fotoğrafları yanlarına almakla demokrat olunmaz! Aslında onlar, ne rahmetli Menderes’e ne de rahmetli Özal’a itibar etmiyorlar” diye konuştu.
Basın’ın bu dönemde çok büyük bir baskı altında olduğuna dikkat çeken Özaydın iktidarın kendilerine uygun yazı yazmayanı, kendileri için mücadele etmeyeni hemen saf dışı bıraktığını öne sürdü. İşte bu yüzden basında doğruları yazacak gazetecilerin yok denecek kadar azaldığından yakındı.
Sözü bu noktaya getirmişken “İl ve İlçe teşkilatlarımızla yaptığımız çalışmaları, düzenlediğimiz toplantıları, seminerleri, yemek ve diğer etkinlikleri biraz önce ifade ettiğim nedenlerden dolayı medyada göremiyoruz. İşte böylesine zor bir dönemde Demokrat Parti saflarında mücadele eden İl ve İlçe başkanlarımızı ‘kale komutanlarımız’ olarak canı gönülden kutluyorum” dedi.
Ama Özaydın dertliydi, sanki dilinin altında bir bakla vardı…
“İlk seçimlerde tek başımıza meclise girmemiz mümkün görülmemekle birlikte akıllı bir koalisyon ile seçime girilirse mecliste DP vekilleri olabilecektir. Bu konu için farklı parti yöneticileri ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Evvelki seçimlerde yapılan yanlış ittifaklardan ders aldık. Aynı yanlışları yapmayacağız” deyiverdi.
İşte tam burada “Peki şu an sizin de içinde olduğu Genel Merkezin çalışmaları hangi durumda?” diye sorduk.
Kendisinin 20 yıldır aynı arkadaşlarıyla siyaset yaptığını, son büyük kongrede de genç ve mücadeleci olarak gördükleri Gültekin Uysal’a destek verdiklerini belirterek “Ben genel başkanı çok tanımıyorum. Kendisi ile ilk defa çalışıyoruz. Yapılan GİK toplantılarında kanaat ettim ki aklımızdaki Genel Başkan bu değil. Sayın Uysal ile bu hedefleri yakalayabileceğimize olan inancımı kaybettim” dedi.
Bunun nedenini sorduğumuzda da;
Her zaman partim için çalıştım…
Kişiye endeksli biat etmek bizim siyasi kültürümüzde yok. 
Burada kim yanlış yaparsa o eleştirilir. GİK üyesi olarak bütün teşkilatların vebalini boynumuzda olduğunu unutmadan siyaset yapıyorum. Bugün yaşadığımız tam bir hezimettir. Maalesef çok kötü işler yapıldığını görüyoruz. İstanbul ilçe başkanaları ve GİK üyeleri ile toplantı yaptık. Alınan ortak ve tek çözüm kararı, partinin bir an evvel Genel kurula götürülmesidir. 
Sayın Genel Başkanın bir an evvel partiye ve kendisine daha çok zarar vermeden genel kurul için karar çıkartması, en azından bir güven tazelemesi gerekmektedir. Benim gözlemlediğim kadarıyla, GİK üyeleri, İl ve İlçe başkanları bunu beklemektedir. Böyle bir ortamda Genel Başkan olanları görmezden gelirse kaybeden hepimiz oluruz. Zira gidecek hiç bir yerimiz yok biz hep buradaydık, burada kalacağız.
Peki bu konuları şu anki Genel Başkan Gültekin Uysal’a ilettiniz mi? Kendisi ne diyor?
Genel başkan ile fazla diyaloğum olmadı. 
Seçildikten sonra ve çalışırken hiç bir zaman kendisini tebrik ya da farklı bir konuda makamında ziyaret etmedim. Sadece çalışmalarımı sundum ve yetki istedim. Genel Merkez tarafından ciddiye alınmayan raporlarımı İstanbul teşkilatına dağıttım. Ben kendisini seçen, ona oy veren bir kanaat önderi olarak bu şekilde karşılandım ki, parti içinde muhaliflerin durumunu siz düşünün. 
Son durum için yine iki kez rapor yazdım.
Hem kendisine hem yetkili divan üyelerine hem de GİK üyelerine verdim. Bunun yetersiz olduğunu görünce Ankara’ya özel bu gündem ile gittim. İki gün konakladım. Genel Başkan beni dinledikten sonra “haklısın, haklısın, haklısın” dedi. Ama yine hiç değişen bir şey olmadı. 
Bir misyonu temsil etmenin, her yiğidin harcı olmadığını bir kez daha gördüm. Ama şunu hiç unutmamak lazım; kaldıramayacağınız yükün altına girerseniz ezilirsiniz. Zaman geçmeden bırakmak, geleceğe dair yanlışların önüne geçecektir. 
Bir iki yanlış yalan konuşan zaten bu partide hiç bir ilçe başkanlığı yapmamış teşkilatı tanımayan kişi GİK üyesi olmuş. Bunların dediği ile hareket ederek yanlışa yanlış katılmaktadır. Bu partiye borcumuz yok bizim. Biz bu parti ile büyüdük, iktidar olduk muhalif olduk. Doğru söyledik, kovulduk. Ama hep doğru dürüst olduk.
Hep burada olduk, hep burada olacağız…
Büyük Kongre delegelerine ulaşarak parti içinde ne yapmak istiyorsunuz? 
Biz “Kongreye gidin güven tazeleyin” dedik, ama dinlemediler!
Burası gelenin kalabileceği bir makam değildir! 
Asıl olan üyedir, delegedir. 
Bu partinin gerçek sahibi üyeleri harekete geçirerek genel kurula gitmeyi düşünüyoruz. 
Önümüzdeki günlerde geniş katılımlı bir toplantı düzenliyoruz. 
Burada genel kurul delegeleri ile bir araya gelerek konuyu değerlendireceğiz. Genel başkan gitmiyorsa, delegenin isteği ile genel kurula gitmek en doğru yoldur.
İstanbul teşkilatları olarak bu konuda bir komite ve istişare grubu oluşturduk. İlçe başkanlarımız, GİK üyelerimiz ve partimize yıllarca emek vermiş kanaat önderlerimizle birlikte çalışmalarımıza devam ediyoruz.
HAYRETTİN ÖZAYDIN KİMDİR?
1967 İstanbul Tophane’de doğdu. İstanbul Teknik Bilimler Akademisi Elektronik Bölümünden Tekniker olarak mezun olduktan sonra, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimini bitirdi.
Siyasete Beyoğlu İlçe Gençlik kolları ile başladı. Daha sonra ana kademe ilçe başkanlığı, il yöneticiliği, il gençlik kolları başkanlığı yaptı.1999 yılında Beyoğlu Belediye Başkan adayı oldu. 2006 yılına kadar MKYK (Merkez Karar Yürütme Kurulu) üyeliği görevinde bulundu.
2007 Yılında yapılan kongrede, genel başkan adayı olarak öne çıktı. 2011 yılında, Gençlik kollarında görev yaptığı arkadaşlarıyla “Merkez sağda birlik hareketi” başlatarak ANAP ve DYP tabanını DP de birleştirme çalışmalarına katkı verdi.İstanbul İl Yönetim Kurulunda üye olarak görev yaparken 2012 yılında DP 8’nci Olağanüstü kongresinde Gültekin Uysal’ın listesinden GİK’e girdi.
Özaydın,1992 yılında kurmuş olduğu “Özaydın Ltd.Şti.” çatısı altında Uydu tv sektöründe hizmet veriyor. 1994 yılında kurulmuş olan, Hedef Koç Danışmanlık Ltd. Şti. ile elektronik sektörüne uluslar arası ticaret danışmanlığı alanında da faaliyet gösteren Hayrettin Özaydın’ın çalışmaları bunlarla da sınırlı değil.
T.C Adli yargı, sınaî hakları mahkemesi ve Gümrük kaçakçılık şubesi ticari ürün yeminli bilirkişisi olarak da görev yapan Özaydın, Genç İşadamları Derneği’nin Genel Başkanlığı, Dünya uydu birliği GVF Türkiye temsilcilği, Türkiye’de Uydu Tv sektörünü temsil eden ilk ve tek dernek olan ve TUYAD’ın Genel Başkanlığı ile birlikte Karaköy Esnaf Birliğinin kurucu başkanı ve yöneticisi, Bilek güreşçileri federasyonu kurucu başkanı ve yöneticisi, Fersaf derneği kurucu başkanı ve yöneticisi olarak görev yapıyor.
Kendisini “Koyu Fenerbahçeli” olarak tanımlayan Hayrettin Özaydın’ın 18 yaşında kızı ve 22 yaşında psikolog oğlu var. 

Haberin etiketleri:

***
bay cin-doruk, "partinin bu haline üzülüyormuş"....
Cindoruk:PartininCbuhalineüzülüyorum
cindoruk-partinin-bu-haline-uzuluyorum-
“Merkez Sağın Son Kalesinde Neler Oluyor?” başlığı altında gündeme getirdiğimiz Demokrat Parti konusuna GİK üyesi Hayrettin Özaydın’ın ardından, TBMM eski Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk’da katıldı. Cindoruk, partinin şu andaki haline üzüldüğünü söyledi.
26 Kasım 2012 Pazartesi 00:27
Merkez Sağı diriltmek adına ANAP’ı Demokrat Parti çatısı altında buluşmaya ikna eden Hüsamettin Cindoruk, ülkenin yaşamakta olduğu sıkıntıların da merkez sağın yeniden güçlenmesiyle aşılabileceğini bildirdi.
Eski Bakanlardan Ufuk Söylemez’in de içinde olduğu “Milli Anayasa Forumları”na katılarak konuşmacı destek veren Cindoruk, “Partinin bu hale gelmesinde herkesin payı var. Ben bu durumu daha önceden görmüş ve Mesut Yılmaz ile de paylaşmıştım. Demokrasilerde care tükenmez. Mutlaka bir yol bulunacaktır” şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder