Kime: gercek.demokrat@hotmail.com
***
Çok değerli Mustafa Nevruz SINACI Beyefendi
Kurucu Genel Başkanımız, Merhum 3. Cumhurbaşkanı Celal
Bayar'ın 27. ölüm yıl dönümünde Sayın Gültekin UYSAL'ın yayınladığı açıklamayı
benimle de paylaştığınız için teşekkür ederim.
Siz değerli arkadaşımızın bu şerefli misyonun sadece bugün
için değil gelecek nesillere içinde emanet ve istikamet olan öğretimizi diri
tutmak için gösterdiğiniz saygıya değer çabalarınızı takdir duygularım ile
izliyorum.
Bu değeriniz, Misyonumuza liderlik çağrısı yaptığım dönemde
Türkiye'ye takdim ve vaad ettiğim yönetim kadroları arasında size de yer vermek
sorumluluğunu bana yüklemişti.
Buna Türk basını şahittir.
Mahmut Celal, Galip Hoca ve 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar
uzaklaştıkça heybeti ortaya çıkan sıra dağlar gibidir.
Medeniyetimizi yok etme, topraklarımızın kaynaklarını ele
geçirme emelleri önüne dikilen ve egede uyguladığı arındırma politikaları ile
bütün yolsuzluk şebekelerinin şimseklerini üzerine çeken Mahmmut Celal'den
kurtulmak isteyen melanet yuvaları devrin jurnal sistemini çalışltırarsak
Mahmut Celal'den iftiralarla kurtulmak için entirika üzerine entirika
çevirirleirken, yönetimin görevlendirdiği Kuşçubaşıeşref Bayar
hakkında araştırmaları ve takipleri sonunda bir rapor hazırlamıştı. Onurlu
insan Kuşcubaşı Eşref, Bayar'ın ve bu toprakların kaderini etkileyen, Mahmut
Celal Hakkında payitahta gönderdiği raporunda, dönemin en heybetli adamının
ölmeyecek kadar yemek yediğini ve haysiyeti ile görev yaptığını yazmıştır.
Celal Bayar, Milli Mücadele'deki büyük fedakârlıkları,
kahramanlıkları ve hizmetlerini anarken, son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ındaki
o yüreksiz ve kişiliksiz kalabalıklar içinde Misak_ı Milli'yi kaleme alan 8
kişiden birisi olduğunu ve Osmanlı Meclis-i Meb'usanını göreve davet eden. Bütün
Anadolu’ya ışık olan konuşması ile İngilizlerin Meclisi Meb'usan'ı basma
kararlarını erkene almasına neden olan adam olduğunu elbette hatırlamak
gerekir.
Ben, babamın kurucu Genel Başkanı Bayar'ı tanırım. Onu pek
alanda anlattım ve savundum. Yapabilmekten memnunum.
Büyük bir hukuk mücadelesi olan 4'lü takriri hazırlayıp,
savunurlarken gerçekte demokratik rejimimizi yapılandırıyorlardı... Bedeli
olmayan bir tek kazanımımız yoktur sözünün en güzel örneklerindendir. Bayar'ın
4'lü takrirden sonra başına gelenlerden sonra İzmir’e geldiğinde '' adeta
devletin şimşekleri kafamda çakıyordu'' sözleri siyasetçiler hatta siyasete
yeni girecekler için adeta bir ders niteliğindedir.
Demokrasinin ebedi şifresi olan Sine-i Millet kavramının
anahtarı olan Hürriyet Misak-ı bildirisi; Celal Bayar'ın 1947 karanlığının
aydınlatılabilmesini ana dava olarak görüp, arkadaşlarından çözümü
bulmalarını istemesi ile ortaya çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder