16 Eylül 2015 Çarşamba

DP Genel Başkanı "ahlâksız teklif" İddialarına Cevap Verdi!..

DP Genel Başkanı "ahlâksız teklif" İddialarına Cevap Verdi!..
Genel Başkan Gültekin Uysal, Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan "asılsız ve ahlaksız iddialar" hakkında bir basın toplantısı düzenledi.
(15 Eylül 2015 Salı)
“Kendilerinin “Ahlaksız teklif” şeklinde dile getirdikleri iftira haber, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir”, “Manşette yer alan yazılar bütünü, haberden öte bir iftira, karalama ve köklü geleneği olan bir partiyi zan altında bırakma gayretidir”, “Demokrat Parti, marabasıyla satılık bir köy değildir", “Günlük heves ve ihtiraslarla, siyasi bir takım hesaplarla, 1946’dan bu yana mücadelesi demokrasi olan, hürriyet olan Demokrat Parti’nin yönünün değiştirilebilme imkanı yoktur”
“Demokrat Parti’nin sahibi millettir”
 (DP Basın Merkezi – 15 Eylül 2015) Genel Başkanımız Gültekin Uysal, Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan asılsız iddialar hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Uysal yaptığı açıklamada iddiaları kınayarak “Kendilerinin “Ahlaksız teklif” şeklinde dile getirdikleri iftira haber, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir” dedi.
Genel Merkez’de düzenlenen basın toplantısında çirkin iftiraları değerlendiren Uysal, Demokrat Parti’nin satılık bir köy olmadığına da vurgu yaparak şunları söyledi:
 “Çok değerli dava arkadaşlarım, çok değerli basın mensupları; Bugünlerde böyle bir mesele ile alakalı açıklama yapıyor olmak en derin üzüntümüzdür. Türkiye’nin pek çok can alıcı meselesi varken, hain terör örgütünün saldırılarında her gün şehit haberleri alıyorken, ülkemiz etnik siyasete mahkum edilmek istenirken, bu can yakıcı meseleleri değerlendirmek amacıyla değil de, bugün karşılaştığımız haksız, mesnetsiz bir ithamla karşı karşıya kaldığımız için açıklama yapıyor olmak bizleri son derece üzmüştür.. Cumhuriyet Gazetesi, bugünkü yayınında “Ahlaksız teklif” diyerek partimizi ve AK Parti’yi, partimize yönelik olarak “olmayan bir teklifle” haber haline getirmiş ve maalesef ülkenin elzem meselelerinin önüne geçecek derecede bir gündem oluşturmuştur.
Cumhuriyet Gazetesi, kendi manşetlerinden kendi ilkelerini çiğnedi
Cumhuriyet Gazetesi, toplum yaşamına katıldığı 7 Mayıs 1924'te yayınladığı ilk sayısında, kurucusu Yunus Nadi'nin kalemiyle yayın ilke ve amaçlarını şu şekilde sıralamıştır; “Cumhuriyet, ne hükümet ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnız Cumhuriyet'in, bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet, demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığı ile çalışacaktır.”, “Haberlerde gerçeğe uygunluk esastır. Haberlerde gerçeğin tüm boyutlarına, karşıt görüş ve iddialara yer vermek zorunluluktur. İddiaların muhatabı olan kişi ve kurumlardan bilgi ve yanıt almak, alınamıyorsa bunu haberde belirtmek gereklidir. Farklı görüş ve değerlendirmeleri bilmenin temel bir okur hakkı olduğu unutulmamalıdır.” Bugün manşete çıktıkları, kendilerinin haber adını verdikleri yazılar bütünü ile açıkça bu ilkelerin çiğnendiği görülmektedir.
Partimizi zan altında bırakma gayreti
Manşette yer alan yazılar bütünü, haberden öte bir iftira, karalama ve köklü geleneği olan bir partiyi zan altında bırakma gayretidir. Demokrat Parti gibi geçmişinin kılavuzluğunda bugünün Türkiye’sinde kurucu ruhu ve felsefesine dayanarak, cumhuriyetin kurucu değerlerini, yeniden millete söyletmek için çaba sarf eden bir partiye, Türk demokrasisinin dayanak noktası olmuş bir geleneğe yapılan bu iftiraları, bu mesnetsiz yakıştırmaları reddediyoruz. “Kendilerinin “Ahlaksız teklif” sözde haber haline getirdikleri iftira, ahlaksız bir yakıştırmadan ibarettir.” Bu “sözde”  haberi yapmak, olmayan bir teklife ahlaksız demekten daha ahlaksızcadır. 
Demokrat Parti, “marabasıyla satılık bir köy değil”dir
Demokrat Parti, amiyane tabiriyle marabasıyla satılık bir köy değildir. Türkiye’de demokrasinin, kalkınmanın, milli iradenin amentüsünü yazmış ve icra etmiş büyük bir harekettir. Bu ahlaksız yakıştırma, Anadolu’da bu partiyi yaşatan, kuran ve bugün de gözyaşı, dua ve alın teriyle yaşatmaya devam eden hürriyetçi demokrat dava adamlarına hakarettir.
Demokrat Parti, kendi kurullarıyla, kurulduğu günden bugüne ve son olarak da 29 Ağustos’ta gerçekleştirilen Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda 1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşecek erken seçimlere katılma kararı almıştır. Partimiz, bütün kurumlarıyla ve bütün teşkilatlarıyla bu seçimlere hazırlanmak adına kararlı bir mücadele vermektedir.
Uzlaşmacı bir kültürden geliyoruz
Demokrat geleneğin Demokrasi pratiği içerisinde tek başına iktidar olunamayan dönemlerde uzlaşmacı bir kültürün yansıması olarak hükümetler, koalisyon hükümetleri kurulmuştur. Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi'nin Demokrat Parti adıyla cismanileştiği bir hareket olarak, bugün de Türkiye’nin can alıcı meselelerine, milletin sesi olmak hüsnü niyetiyle mücadele verilmektedir. “Milletin sesi” olmuş “Yeter! Söz milletindir” diyerek yola çıkmış olan Demokrat gelenek, seçimler öncesinde meşru yollar, aktörler ve kurumlar vasıtası ile hayat bulacak somut teklifleri, milletin, partililerin, seçmenlerin yetkilendirdiği yetkili kurumlarında değerlendirebileceğini birçok defa ifade etmiştir.
İsnat edilen teklif hiçbir şekilde vuku bulmamıştır
Ancak bu “ahlaksız yakıştırma”da yer alan, partimize isnat edilen teklif hiçbir şekilde vuku bulmamıştır. Demokrat Parti’nin borçları dolayısıyla mevzu bahis edilerek aktarılan mesele hali hazırda maddi varlığının yüzde 1’ine tekabül edemeyecek ölçüdedir.
Kendi siyasetimizi finanse edebilmekteyiz
Demokrat Parti, hem kendi kaynakları hem de gönüllü bağışlarla kendi siyasetini finanse edecek haldedir. Bugüne kadar ulaşmış bir teklif söz konusu değildir. Seçim öncesi yalnız partimiz değil, Meclis’te grupları bulunan ve bulunmayan partiler zaman zaman işbirliği arama yoluna gitmişlerdir. Bu manada bu zamana kadar partimize ulaşmış somut, partinin yetkili kurullarında değerlendirebilecek bir teklif gelmemiştir. Bu seçim döneminde sadece Demokrat Parti ile ilgili değil diğer partilerle ilgili de medya organlarında herkesin kendi misyon ve değer ölçüleri doğrultusunda yakınlıkları noktasında farklı yakınlaşmaların olabileceği ihtimalleri yazılıp çizilmektedir.
Partimizin yönü hürriyettir, demokrasidir
Günlük heves ve ihtiraslarla, siyasi bir takım hesaplarla, 1946’dan bu yana mücadelesi demokrasi olan, hürriyet olan Demokrat Parti’nin yönünün değiştirilebilme imkânı yoktur.
Kimsenin kazandıranı, kaybettireni olmayacağız.
Demokrat Parti, siyasetin altüst oluşu sonrasında kutuplaşmış iklim içerisinde stratejik oy kullanır hale gelinen bir dönemde “ne bir siyasi partinin kazandıranı, ne bir diğer siyasi partinin kaybettireni” olmayacaktır.
Kendini meşrulaştırmak isteyenler mirasımıza sarılmakta
Milletin gönlündeki yeri kanıtlanmış demokrat hareket, bu siyasi hareketin hizmetleri, değerleri, ismi, abide şahsiyetleri de dâhil olmak üzere, zaman içerisinde pek çok siyasi parti ve aktör tarafından da referans verilmeye kendilerini meşrulaştırmak için kullanmaya gayret edilmiştir. Demokrat Parti’nin sahibi, sözün sahibi Millettir. Siyasi partileri millet kurar ve onlar yaşatır. Demokrat Parti şahsi ihtiraslara, şahsi kavgalara konu olacak, bir kişinin ihtirasları, kişisel kavgaları neticesinde kurulmuş, aç-kapa yapılabilecek bir parti asla değildir.
Pazarlıklar değil Demokratlar
Demokrat Parti milletin sesi olmak için var olmuş, milletin vekilliğini netice bilmiş onurlu bir harekettir. Partililerimizi, yetkililerimizi milletin vekili yapacak olan pazarlıklar değil bugün bu hareketin yaşamasını sağlayan demokratlardır. Demokrat Parti’yi aldığı oy ile değerlendirmek mümkün değildir. Bugün Demokrat Parti’yi, Anadolu’nun geneline yayılmış teşkilatlarıyla ve inanmış insanlarıyla beraber sadece aldığı oy oranıyla değerlendirebilme imkanımız yoktur. Şimdilerde hedef alınması hala bulunduğu noktada Demokrat Parti’nin varlığının milletimizin gönlünde tekabül ettiği yerin de bir nevi teyididir. Bu açıdan bakıldığında sahip olduğu değer anlaşılacaktır.
İddiaları şiddetle reddediyoruz
Art niyetli bir ön kabulle yapılan bu “yakıştırma”yı, bu büyük geçmişi, bu büyük hizmet kervanını, bu büyük dava içerisinde hizmet eden bütün geçmişlerimizi ve bugün yaşatan bütün dava arkadaşlarımızı zan altında bırakacak bu haberleri şiddetle reddediyoruz. Türkiye’de demokrasinin bütün kural ve teamülleriyle yaşaması için mücadele etmesi, siyaseti, gazeteciliği, basın özgürlüğünü operasyonel bir kimlikten daha ziyade vatandaşın yararına, demokrasinin yararına görmesi gerekenlerin, vatandaşlarımızın zihinlerini bulandırılmaya çalışmasını kınıyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder