11 Temmuz 2015 Cumartesi

NE OLACAK ŞİMDİ?... NACİ AKIN

NE OLACAK ŞİMDİ?
NACİ AKIN
Levent Kırca’nın Siyah-Beyaz televizyondan, renkli televizyonlara, özel kanallara geçtiğimiz günlerde “N’olcak Şimdi” adlı bir parodi dizisi vardı. Güncel olayları kendi mizah üslubuyla hicveder “n’olcak şimdi” sorusuyla da cevap arardı. Aynı isimle Kırca’nın Şener Şen, Adile Naşit, Perran Kutman ve Nevra Serezli ile çevirdiği bir de film vardı. Bu isimler Türk sahne ve sinemasının unutamadığı yıldızlar oldular. Keşke Kırca da hep öyle kalsaydı, hem eğlendirip hem, güldürse ve düşündürseydi. Sanatçı kimliğini takdir ederim, ama son zamanlardaki abuk subuk beyanları ve başarısız siyasi deneyimiyle halkın gözünden düştüğünü de söylemeden geçemeyeceğim. Konumuz tabi ki Kırca’nın sanatı, mizah üslubu değil, onun “n’olcak şimdi” sorusuyla daha ciddi konulara cevap aramak amacımız.
*****
        Ya merkez sağda, neler oluyor?
Demokratlar Kulübü başkanı Sayın Ali Naili Erdem bir çağrı yaptı, “demokratlar birleşiniz” dedi. Cuma günü kendisini aradım, Çeşme’de istirahate çekilmiş, “ben çağrımı yaptım bundan sonra görev sizindir, ben yol göstermeye hazırım” dedi.
Eski bakanlarımızdan merhum Barlas Küntay’ın oğlu, Bahçeşehir Üniversitesi Liderlik ve Politika okulu başkanı Burak Küntay’ın önderliğindeki genç kuşak idealist demokratların oluşturduğu “Merkez Sağ Hareket” de canlanma emareleri var.
Ahmet Özal hiçbir beklentim yok, nefer olarak hizmete hazırım diyerek harekete geçti.
Adalet Partisi Gençlik Kolları tıpkı 83’de olduğu gibi dirsek temasını sıklaştırdı.
Eski Tüfekler, İsmet Sezgin, Necmettin Cevheri, Esat Kıratlıoğlu, Nevzat Ercan da tüm bu hareketlere ağabeylik yapmaya hazır olduklarını beyan ediyorlar.
Bu sabah liberal aydınların kurduğu “Özgürlük Araştırma Merkezi-Derneği” nden bir dostum aradı. Seçim sonuçlarının analizine ilişkin bir araştırma yaptırmışlar, AKP-MHP ve hatta CHP ve HDP seçmenlerinin arasına sıkışmış büyük oranda merkez sağ seçmen tespit etmişler. Günaydın! Bunu anlamak için akademisyen olmaya gerek yok, koca bir seçim sürecinde aldığım yüzlerce telefon zaten bunu söylüyordu. Bugün de telefonlar susmuş değil.
Vatandaş, "hadi artık" diyor!..
Ne olacak şimdi derseniz önümüzdeki günler çok şeye gebedir.
Merkez sağda beklentilere cevap verecek güçlü bir kadro ve lider ortaya çıkarsa erken ya da geç bu parlamentonun aritmetiği baştan aşağı değişir, bazılarının da meclis dışında kalması işten bile değildir. Bekleyeceğiz, göreceğiz. Mutlu yarınlar Türkiye’m.    
           (Naci AKIN, MANİSA OLAY, 09 Temmuz 2015)

9 Temmuz 2015 Perşembe

"Birleşik Demokrat Parti Hareketi" ile başlayan "Yeni Yayın Dönemi"

DEMOKRATZAFER'DE YENİ YAYIN DÖNEMİ!

 YEKTA YAKTI
yektayakti@hotmail.com

3 yılı aşkındır, Demokrat Parti'nin sessiz çoğunluğunun sesi olmaya çalıştık. Eğrisi ile doğrusu ile...
Bağımsızlığımızı koruduk...
Gelene ağam, gidene paşam demedik..
Demokrat Parti'yi bataklığa çeviren, etrafında yağmacı takımı ile tam bir zübükler ordusu kuran, Gültekin Uysal'ın  69 yıllık köklü bir çınar'ı yok ettiğini bile bile hala yanında duran omurgasızlar çok şükürler olsun ki; anladıkları dilde mücadelemizi verdik...
Demokrat Parti'nin gerçek sahipleri sessiz sedasız köşelerinde beklerken, biz inançlı kadroların teşkilatları terk etmemeleri için umut ışığı yağmaya çalıştık...
BİRLEŞİK DEMOKRATLAR HAREKETİ
Sonunda fark ettiler, Demokrat Parti ailesinin büyükleri "Birleşik Demokrat Hareketini" kurdular. Şu an çok ciddi çalışma içindeler. Merkez sağ'ı yeniden büyük ailenin etrafında toparlamak için...
"Artık Yeter" dediler...
Düşecekler önümüzdeki günlerde yollara...
Kırat'ı yeniden şahlandırmak için...
Bizde bu hareketin içinde olacağız...
Demokratzafer'de yeni bir sayfa açıyoruz...
Uysal ve çetesi ile bugüne kadar yazdığımız yazıları kaldırdık.  Uysal'ın dönemini 'DP'nin zübükleri ' adlı yayınlayacağım kitapta, bizden sonraki nesiller okusun diye yayınlayacağım...
Demokrat Parti'yi bu hale getirenleri , unutmasınlar diye...
3 yıldır verdiğimiz mücadele de, karınca kararınca bize destek olan tüm  dava arkadaşlarımızla teşekkür ediyoruz...
Bildiğiniz gibi, İstanbul'da, Demokratlar Platformu Toplantısını düzenleyen İbrahim Çetinkaya ile yönetimi  Uysal ve çetesinin bize saldırmasının zemini hazırlamıştı. O Saldırıda kamaramız ile fotoğraf makinemiz kırıldığı bayan gazetecilere Uysal ile çeteleri küfürler etmişti...
Uysal o toplantıda, parti büyüklerine 'ciğersiz, kendisini eleştirenlere de partiden 'defolun' demişti...
İşte o büyükler şimdi sahaya iniyorlar...
Bizde Çetinkaya'ya  kırılan kamaramız ve fotoğraf makinemizin parasını fitre olarak bağışlıyoruz...
Demokratzafer'e ilan veripte, parasını ödemeyenlere de, fitre olarak bağışlıyoruz...
İhtiyaç sahiplerine fitremizi de bizde bu şekilde vermiş oluyoruz...
Demokratzafer'de, artık Türkiye gerçekleri ile tüyü bitmemiş yetimin hakkı ile geçimini sağlayanları okuyacaksınız...
Ülkenin  ve milletin menfaatlerinden yana taraf olacağız....
Hepiniz hayırlı ramazanlar...

6 Temmuz 2015 Pazartesi

DEMOKRAT ZAFER; Yekta YAKTI, "Gerçek Demokratlar Harekete Geçti"



RUH HASTASI UYSAL VE ÇETESİ'NE YOL GÖRÜNDÜ!
YEKTA YAKTI
yektayakti@hotmail.com
Demokrat Parti'yi yok etmek için görevlendirildiği, teşkilatları tarumar etmesi, gayri menkullerini yok pahasına eş-dost ve yandaşlarına satan ve  , daha sonra gerçek değeri ile satışını sağlayıp aradaki komisyonla geçinen Gültekin Uysal ve çetesine 3 yıldır, Demokrat Parti'nin sahip olmadığını yazdık durduk...
Partinin büyüklerine "ciğersiz" "bizi beğenmeyen teşkilatlar istifa etsin" söylemleri ile açık açık meydan okuyan, Menderes, Özal ve Demirel'in koltuğuna sülük gibi yapışan Uysal ve çetesi, milletin kurduğu Demokrat Parti'yi 'Dullar Partisi yapmakla kalmayıp, ahlaksız ilişkilerin yaşandığı bir mekan'a çevirdi...
Türkiye Genelinde, kağıt üzerinde milletvekili adayı çıkararak, 7 Haziran seçimlerine katılan, Uysal adlı zübük, 9. olağan kongrede kendisine oy vermeyen teşkilatları seçim sürecinde olmasına rağmen görevden alarak partinin 0,16 oy almasını sağlamıştır...
Memleketi Afyon'da dahi tanınmayan Uysal adlı zübük, seçim yenilgisinin de faturasını tüm olumsuzluklara rağmen partisini terk etmeyen teşkilatlar ile üyelerine kesmiştir...
Demokrat Parti'nin onurlu, şahsiyetli ve siyaseti ülkesi ile millet için yapan kadrolarını partiden atarak, süvariyi fuhuş otobüsüne çevirenler, İl Teşkilatlarında çalışan sekreter'e, çaycıya cinsel tacizde bulunan, teşkilatlarda aşk yaşayanlarla yöneten Uysal adlı ruh hastasına, ciğersiz dediği parti büyükleri artık yeter dediler ve Birleşik Demokratlar Hareketi kurdular...
BİRLEŞİK DEMOKRATLAR HAREKETİNDEN YAPILAN O AÇIKLAMA
“19 Haziran 2015 Cuma günü sabah erken saatlerde Ali Naili Erdem (*) aradı; “Sınacı, gördüm ki, bu seçimler ve neticede ortaya çıkan fotoğraf, özellikle biz tarihi, kadim Demokrat Partilileri derinden yaraladı, siyaseten rencide etti, üzdü. Başta, adalet ahlâkı ve hukuk olmak üzere; Demokrasi karşıtı görüntü, Memleket ve millet sevdalıları için kaygılı, düşündürücü bir tablo! Artık, vicdanen bu gidişe sessiz, ilgisiz ve seyirci kalınamaz. Bir şekilde: “Yeter artık, dur demek lâzım” diye düşünüyorum. Sen ne dersin?” dedi.
Cevaben: “Başta tarihi, kadim Demokrat Parti’nin aziz, mümtaz ve muhterem camiası olmak üzere; Hak/hukuk, adalet, demokrasi, ‘devlet idaresinde, millet iradesini hâkim kılarak fazilet mücadelesi vermek’ anlamında özlem çeken, ümitle bekleyen çare ve çıkış yolu arayan vatandaşlarımızın hasreti yönünde, böyle bir müjde vuslattır. Elbet doğru, iyi ve yerinde olur. Ayrıca isabetli bir konjonktürle, uygun zamanda milletin beklentisi ve hayati ihtiyacına cevap verilerek, fazilet anlamında siyaset düştüğü yerden kaldırılır..”
“Peki, şöyle ufaktan bir start verelim, nabız yoklayalım, bakalım ne olacak!..
Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler..”    
TEVAFUK
Bu müşaverenin tam üçüncü günü, sabaha karşı Süleyman Demirel vefat etti. Eğer bu konuşma Süleyman Bey’in vefatından sonra yapılsaydı, olağan addedilir ve sıradan bir sohbet bazında hatıra kompartımanımızdaki yerini alırdı. Fakat 18. dönem ANAP Sakarya Milletvekili ve iki devre Demokrat Parti Genel Başkanlığı yapmış Yalçın Koçak’ın “Türkiye’de emanet, vesayet, velâyet ve icazet dönemi bitti” tarzındaki beyan ve yayınındaki hikmet sanki böylece ortaya çıktı. Dolayısıyla, Ali Naili Erdem’in izharı; Milletin hissiyatına tercüman olan temenni, öneri ve arzusu iki cihetle çok büyük bir önem ve değer kazandı.
Bunlardan birincisi: Vefattan yaklaşık üç gün önce yapılan bu konuşma, açıklama, muhavere ve müşaverede bahse konu edilen çok önemli tespitler, tarihi sözler ve beyanlar! İyice farkına varılan, her zaman ve zeminde hissedilen, kendini hissettiren milletin arzusu… Bu ümit, arzu ve beklentinin özünde şekillenen Demokrat Parti misyonu, 46 ruhu, davası ile umur-u devlet (Atatürk ilkeleri ve Türk İnkılâbı’na dayalı; namuslu/dürüst-demokrat, onurlu, sorumlu, milli ve muktedir bir idare) istemi…
İkincisi: Ali Naili Erdem’in siyasette (dava ve misyonda) kıdem, ehliyet ve liyakatinin yanı sıra merhum Süleyman Demirel’e siyaseten en yakın olması. Defin merasiminin heyecan ve elemle karışık, hüzünle icrası esnasında Ali Naili Erdem’i gören bazı vatandaşların; O’nun yanına gelerek: “Sayın Bakanımız, siz Baba’nın en yakın dostu, kader arkadaşı, doğal olarak da siyasi Halifesi durumundasınız. Ne olur, artık şu Demokrat Parti davasına el atın; Millete ve merkez sağ’a sahip çıkın. Bizi ocaksız, bucaksız, partisiz kalmaktan kurtarın Allah aşkına” diye adeta yalvarmalarıdır. (Bunu kendisinden değil ama bizatihi yanında, konuşmalara tanık olan demokratların nakil, beyan ve anlatımlarından aldım.)
Demek ki, tarihi ve kadim Demokrat Parti’nin yeniden inşası, merkez sağın ihyası ve siyasetin, 27 Mayıs 1960 kalkışmasında düşürüldüğü yerden onurla ayağa kaldırılıp, şerefle, şanla taçlandırılmasının zamanı gelmiştir. Bu cihetle bir tevafuk (tesadüf zannedilen şeylerin kader ile örtüşmesi, tesadüf demenin daha anlamlı hali, tesadüfe nazaran, arkasında gizli bir kudret olma ihtimali) eseri hayat bulması ve siyasetin ihyası mümkün olacaktır inşâllah!.. 
GERÇEK DEMOKRATLAR
Şimdi mesele: Tarihi ve kadim Demokrat Parti’nin dava, ideal ve ilkelerini kucaklayıp inançla, inatla hayata geçirmektir. Bu uğurda azim, irade ve kararlılıkla çalışacak; Demokrasi, adalet, ahlâk ve hukuk’u ayağa kaldıracak Gerçek Demokrat’ların,Birleşik Demokrat Parti Hareketi nezdinde ittihat ve tevhit etmesi, birleşmesi şart. Ali Naili Erdem’le birlikte Nevzat Ercan, Esat Kıratlıoğlu, Rasim Cinisli ve Yalçın Koçak başı çekmiş; Demokrasi kervanı yola çıktı. Şimdi sıra: Bu tarihi misyonun mensubu, gönül eri oldukları halde, sanki “DP” tükendi sanarak, “yanlış yerde çare derdine düşenlerin” BABA OCAĞI’na dönmesine gelmiştir..
Vatana, Millete ve Devlete…Hayırlı, uğurlu, kutlu ve kademli olur inşâllah..Mustafa Nevruz SINACI
(*) Ali Naili Erdem: 
1927 İzmir, Kemalpaşa doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, Avukat, 1961-1980 arası 1, 2, 3, 4 ve 5. dönem İzmir Milletvekili. Sanayi, Çalışma (2 defa) ve Millî Eğitim Bakanlığı yaptı. 1980 askeri darbesinden sonra çeşitli İl ve İlçelerde milletle buluştu, konuşmalar yaptı, konferanslar verdi. Radyo ve televizyonlarda millete hitabetti. Halen Demokratlar Kulübü Başkanı olan Erdem, evli ve üç çocuk babasıdır.
[ALINTI & REFERANS: DEMOKRAT ZAFER, 06 Temmuz 2015 - Pazartesi]
http://www.demokratzafer.com/yazarlar/yekta-yakti/ruh-hastasi-uysal-ve-cetesi-ne-yol-gorundu/853/